Kedim sürekli, mırıltılar çıkartıp, kafasını yukarılara kaldırarak, bir şekilde çıkabileceği en yüksek yerlere çıkmaya çalışıyor. Daha önce hiç böyle birşey yapmıyordu. Gayet akıllı uslu takılırdı. 1 yaşına girmesine 1 ay var.
Şimdi Super Mario gibi bir yükseltiden diğerine atlıyarak dolap, vitrin ne varsa hepsinin üzerine ulaşıyor.
Haliyle mırıltılarından yola çıkarak, azmış olabileceğini düşünüyorum :)
Yoksa başka bir derdi olabilir mi?
Çiftleşme isteğiyle dolup taşan bir kedinin böyle hal hareketleri var mıdır?

Bilenler, edenler, nedir ne değildir açıklasın lütfen. Özellikle geceleri çıldırmama ramak kalıyor.

neden pencere bulunur?

Arkadaşlar Oreo bisküvilerini hatta oreonun diğer çeşitlerini
ankarada nerede bulurum?

kardeş kedilerin, ya da anne ile yavrunun çiftleşmesi doğacak yavrular açısından sorun teşkil eder mi? eder diyen var, etmez diyen var. kafam çok karıştı. bu mesele önemli, çünkü kardeş olduklarından şüphelendiğim (birbirlerine çok benziyorlar)iki kedinin yeni doğmuş yavrularını sahiplenip sahiplenmemeye karar verme aşamasındayım. sadece resmini gördüm yavrunun bir sorun yok gibi, ama ilerde bir sorun olabilir mi?? lütfen yardım...

son bir kaç aydır yaklaşık 10 tane gördüm bundan, evin çeşitli bölgelerindeki duvarlarda. duvardan başka hiçbir yerde yok. ne olabilir ki acaba? küçücük, çok ayaklı, çok yavaş hareket eden birşey.

img404.imageshack.us

arkadaşlar malumunuz;her öğrencinin ister istemez vazgeçilmezlerindendir makarna..her gün aynı yemek yenir mi olayını biraz aşmış bulunmakla beraber,her gün aynı makarna yenir mi mantığında hızla ilerliyorum :) biraz da farklı sosu olan bir makarna yemeliyim..Tavsiyelerinizi alabilirmiyim...Çok acil yoksa açlıktan ölmek üzere bir crosswind var karşınızda :)

(bkz: oylesine acim ki bir ati bile yiyebilirim )

***yeni cevapları hala beklemekteyim, aynı şeyler olsa bile yazın, karasız kaldım:)

selam,

hemen belirteyim hayatımda hiç kedi beslemedim, hatta eskiden kedileri de pek sevmezdim ancak sözlükteki entry'ler, burdaki duyurular derken, bi kedi sevgisi oluştu bende.

şimdii kedi beslemek istememin nedenlerine geleyim:

hayvanları çok severim. hayatım boyunca evde mutlaka kuş oldu. yetmedi balkona düşen, ölmek üzere olan bilumum karga yavrusuna, güvercin yavrusuna bakmışlığımız var ailecek. yine geçici olarak bize bırakılan 2 köpeğe, 2 ay boyunca evde baktım. gerçi köpekleri ne kadar çok sevsem de, köpekle köpek olup her türlü oyunlarına ortak olsam da, hem köpeğin kendine has kokusu hem de ablamın köpek tüyüne olan alerjisi, beni köpek almaktan vazgeçirdi. muhabbet kuşlarını da çok severim ancak onlar çok hassas oluyor hem de fazla uzun yaşamıyor. ben de temizliğini ve oyunculuğunu dikate alarak en son kedide karar kıldım.

tabi karar kıldım ancak kafama bi kaç şey takılıyor ve burda sizin yardımınıza ihtiyacım var:

şu anda evde, bi bacağı tamamen sakat olup, ölmekten kurtardığımız bir adet kanarya var, yani 4-5 yıldır bizimle. tabi o, fazlasıyla ürkek ve de kuş olduğu için, ele alınıp sevilip, oynanamıyor :) işte her neyse eve yavru bi kedi gelirse acaba bunlar anlaşır mı? yoksa kedi çok mu rahatsız eder?

aklıma takılan diğer şey ise, normalde evde çok fazla olan biri değilim. üniversite, arkadaşlar derken, kediye çok vakit ayıramasam sorun olur mu? tabi yemek, su, tuvalet gibi ihtiyaçlarını kastetmiyorum. ki zaten evde annem ve babam da var ve emekliler. gerçi annem kedilerden biraz korksa da, babam da hayvanları çok sever.

son olarak kedi, sürekli, evde kalabilir mi? hani eğer karar verirsek, kesinlikle bazı geceler dışarıya bırakalım fln gibi şeyler söz konusu değil.

bu uzuun duyuruyu okuyup, bu garip ailenin kedi sahibi olup olamayacağı konusunda yardımcı olabilecekler için şimdiden teşekkürler...

not: şimdi hatırladım, evde balık da bakmıştım. itiraf ediyorum balıklara bakarken biraz sorumsuz davranmış olabilirim, ama çocuktum o zamanlar:) bi de balıkları alırken, sevilemeyeceğini göz ardı etmişim.

Merhaba arkadaşlar :)

Hamileyim ve birkaç ay sonra bir kızım olacak inşallah..
Tanıdığım hamilelere falan bakıyorum da, herkes ismini çoktan bulmuş. Biz çocuğu hala mercimek, boncuk, cücük diye seviyoruz. Odasını sipariş vermemiz lazım, kapı süsüne adını yazdırıcaz, bunun için de ismini belirlemek lazım ve biz hala başladığımız yerdeyiz.

Ben adı "Nisan" olsun istiyorum, eşimse "Leyla" diyor. Ben Leyla'yı istemiyorum, o da Nisan'ı :(

Ortak düşündüğümüz, eh olabilir dediğimiz isimler şunlar..
Nihan, Cemre, Derya, İdil, Melis, Sıla, Pelin, Benan, Beren

Sizce hangisi daha güzel? Ya da "bunlardan bi cacık olmaz şu isim daha hoş" dediğiniz bir şey var mı?

Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim :)

(( Belirtmeyi unutmuşum tabi, hayırlısıyla nisan başında doğacak kızım, o yüzden içim ısındı Nisan'a. Hem "bolluk, bereket" de demekmiş, ama evde rağbet görmedi bu isim işte. peh. ))

Dün gece 1 yaşındaki erkek sarman kedim 3. kattan pencereden düştü. beton zemine dört ayak üzerine çakıldı. aşağıya koştuğumda hareketsiz duruyordu. ve hemen eve çıkardım. hafif topallayarak yürüdüğünü farkettim. moda caddesindeki süperkazık friends diye bir veterinere götürdük google aramaları sonucu. veteriner iyice muayne etti ve kırıktan şüphelenmediğini belirtti.(kedinin bütün ayaklarıyla oynadı. kedimiz tepki vermedi) ve enjeksiyon tedavisi uyguladı.

sabah uyandığımda ise kedinin o ayağına hiç basamamaya başladığını farkettim. yürümek istemiyor. şu an öylece yatıyor. ne yapmalıyım. öğrenci işine uygun iyi bir veteriner önerir misiniz?not: kadıköydeyim.

arkadaşlar odada 4 kişi kalıyoruz. arkadaşın biri sürekli dişini gıcırdatıyordu ama olaylar değişti. geçen hafta duvarı yumruklamaya ve tekmelemeye başladı. ranzanın alt katında ben olduğum rahatsız edici oluyor haliyle. 2 gün önce odayı bölmek için kullanılan perdeyi söktü attı.

tüm bunlar uykusunda oluyor tabi. dün de farkettik ki depremde devrilmesin diye duvara çelik dubelle sabitlenen ranzanın o sabitlenen kısmı sökülmüş. duvardan tamamen bağımsız biçimde şu anda. evet bu satırları yazarken yine perdeyi çıkardı ve şuanda duvarı tekmeliyor.

bir de sürekli yorganını aşağı atıyordu, artık ne çarşaf, ne yastık kalıfı var..ahahauhahuaha inanmıycaksınız ama şuanda sigorta panosunun o dış plastiği yan taraftan benim yatağa düştü. ahuahaha.

hiç böyle birine rastladınız mı? gece kalkıp odadakileri boğazlamasın?

son bir yılda çoğu akşam elimde 3-4 tane bira, pc karşısında oldum. sözlük, football manager derken genelde akşamları pc başındayım. tv ye de pek bakmam. şimdi sözlükte, gugıl da filan alkolizm yazıları okudum. yani anlayamadım alkolik miyim değil miyim diye. insanın psikolojisi bozuluyor. gidip bira alacaktım, tırsttım gitmedim. ama almak istiyorum.
yani demek istediğim alkolizm dedikleri bira içmekle olur mu?

altta mekan sormuş da birisi ben de özendim sorayım dedim ben boğaz manzarası istemiyorum böyle istiklalden geleni geçeni seyredeyim eğleneyim istiyorum. nereye gitsem?

kısa ve öz olmasına gayret edicm(benzer bi sürü duyurudan gaza geldim, umarım bi sonuca ulaşırım ben de) :

- s*kitiri yemiş olmasına rağmen hala unutamadığını düşünen, düşündükçe morali bozulup canı sıkılan erkek: x
- gerçekten kırmadan reddetmeye çalışıp, arkadaş kalmak isteyen kız: y



x, 2 yıl önce sarhoşken çok iyi arkadaşı olan y'yi arayıp ne kadar sevdiğini anlatır, red cevabı alır (tabi y bu sırada başka bi şehire gitmiş ve okumaktadır). sonra y ile yine arkadaş olurlar. y sene içinde, tatillerde ailesinin yanına geldikçe ortak arkadaş grubunda buluşurlar (yılda max. 10-15 kere). bu arada x, çok konuşkan, espirili ve mutludur normalde. ama buluştuktan sonra eve gelince resmen depresyona girer. onun dışında hala y'nin resmini görmek bile x'i çok üzer. reddedilişi aklına gelir hep. bazen tek kaldığında, neden y'yle olamadığını saatlerce düşünebilir. tabi tüm bu olanları kendi içinde yaşar. arkadaşlarının ve y'nin gözünde hala konuşkan, esprili, mutludur fln..

* peki 2 küsür yıldır x neden hala unutamamıştır? acaba y, x'i gurursuz olarak görüyor mudur? ya da siz okur bağyanlar, böle x gibi birini gurursuz olarak görür müydünüz? konuşmamasını mı tercih ederdiniz? gerçi x, zaten kendini artık çok gurursuz hissediyor. bunun dışında, başka kız önermeyin. 2 yıldır x kimseye, en ufak bi şey bile hissedemedi, hissetemek istemiyor. ayrıca spor yapıyor..

şimdi bende 2007 model bir tekir var. kısırlaştırılmış baya iri bir erkek. şu an ev müsait olduğu için sabah kahvaltısını yapıp dışarı çıkıyor, akşam kapıda beni bekleyip benimle birlikte içeri giriyor. 6 aylıktan beri böyle yaşamaya alıştı. tuvalet kabını mümkün olduğu kadar kullanmamaya bu ihtiyacını dışarda karşılamaya çalışıyor. 1-2 gün dışarı çıkmasına izin vermessem camı pencereyi yıkmaya çalışıyor.

şimdi; evimi taşımayı planlıyorum. taşınacağım ev yüksek katlı fransız balkonlu bir ev olacak. nereden baksan 8-9 kat yukarıda olacak hayvan. acaba diyorum eski günlerini hatırlayıp kendini aşağı atmaya kalkacak kadar aptallık yapar mı? yahut dışarıda yaşamaya alışık bir hayvanı eve kapatmamalı mıyım? aşağı atlarsa da, ben sokağa bıraksam da çok üzülürüm..
any idea?

bu yaklaşık 1 aylık (karış hesabıyla 1 karış) yeşil gözlü kara böcek kalacak ev, sıcak bir yuva, başının üstüne çatı, onu kovalayan bir köpeğin olmadığı huzur dolu bir mekan arıyor. ben köpek olmasa geri kalanların tamamını sağlıyorum ama köpek rahat vermiyor. köpekten korktuğu falan yok gerçi. kendi halinde, sakin bi kedi. kucağa geldiğinde emecek meme aranıyor hala garip. acıkmadıkça sesi çıkmıyor. ilgilenen?

selam, bi iddiaya girmiş bulunmaktayım. iddiaya konu olan, sonuca varılamayan şey:


- swarovski, taşın çeşidi midir yoksa altınbaş, goldaş gibi bi marka mıdır?




* şimdi tabi ki google'da ben de arıyorum bi yandan ama net bi şeye ulaşamadım. cevabı tam olarak bilen varsa acilen yazarsa çok sevinirim.

arkadaşlar, bir arkadaşımın evlenmeye niyeti var, kızı çok seviyor uzun sürede beraberler yalnız hala evlenemiyorlar zira bir sorunu var. Şimdi bu yengemiz 4 sene önce evlenmiş, ama bu sadece kağıt üzerinde olan bir evlilik olmuş. O kişinin tayinini
sağlamak için yapılmış düzmece bir evlilik. Zaten ondan sonra da boşanmışlar,(KİMSEYİ İLGİENDİRMEZ AMA AYNI EVDE HİÇ "KALMAMIŞLAR") Şimdi pişman zira arkadaşımın ailesi evlenmiş boşanmış birisini istemiyor. Biz de el ele verdik bunu saklamak mümkün mü diye araştırıyoruz. Yada nerelerde karşılarına çıkabilir bu sorun? Maksat aile bilmesin, bilmedikleri şeyler onları üzmez neticede. (evet azıcık vicdan azabı çekilebilir ama mutlu olacağına inandığı için bunu yapmak istiyor) Kız tarafının ailesi de bunu kabul edecek mi haberimiz yok ama öncelikle büyük sorunu halledelim diyoruz. Bunu öğrenelim sonra diğer sorunlara geçiş yaparız...Aman ha kimseler duymasın!!!

selamlar, sevgilimin şizofren veya başka bişey olduğunu düşünüyorum fakat ne olduğu konusunda emin değilim. bunu düşünmemin sebebi şunlar.. biz 5 ay boyunca msn'den konuştuk yani internette tanıştık. normalde bu tip şeylere karşıyım ama hayatımın yalnız bir evresiydi ve tek sığınak bu gibiydi, yanlıştı. bu kişi bana adını, yaşını, işini olduğu şehri vs herşey yalan söyledi fakat hergün bana işiyle ilgili şeyleri anlatıyordu ve hepsi gerçek gibiydi. sonra ondan nefret etmemi istedi ve beni kendinden soğutmaya çalıştı (bunu kendi dedi) ve birgün aldattım seni dedi, sildim. aradan 2 ay geçti ve birgün facede şans eseri bunu buldum fakat adı ve soyadı farklıydı. bişeyler yapıp ekledim ve anlattığı herşeyin hayal ürünü olduğunu gördüm. sonra bir bok yedim ve benden binlerce kez özür diledi, şans verdim. yüzyüze görüştüm ve masada otururken bana ilginç ilginç sorular soruyordu mesela 'burada kaç sandalye vardır' gibi ve elleriyle masada yürüyor gibi yapıyordu, heyecanına verdim. madem o hataları yalan konuştuğu için yapıyordu artık düzelir umudu varken yine bir sürü gereksiz yalan ve ilgisizlik oldu. mesela evde olduğunu bildiğim halde arkadaştayım diyordu vs vs. yine işin tuhaf tarafı faceye operasyondan geldiğini falan yazıyor, halbuki o gün ne yaptığını biliyorum.

-duyguları belli edememe, bolca yalan, konuyla alakasız davranışlar, komik olmayan şeye gülmek, dengesizlik, bi gün başka bi gün başka düşünmek

daha önce mantık aradığım şeylerde artık mantık aramıyorum ve bunu onun yüzüne söyliğcem fakat bir tanı istiyorum, ne olabilir?

He's more intelligent than I am, but not as good at sports as me.

Burada kullanım doğru mu? Bunun bir kuralı var mı?

yo yoo, nasil cikiyor diye sormayacagim.
tam tersi; bir do-it-yourself projesi icin aklima geldi.
herhangi bir parca esya, diyelim bir tisört boyamak amacli (ucuz) saraba yatirilir mi?

arkadaşlar ticaret lisesi muhasebe bölümü son sınıf öğrencisi, bu sene üniversite sınavına girecek bir stajyerim var ofisimde çalışan. bu kız ticaret lisesi muhasebe bölümünün son sınıfına gelmiş ama bırak muhasebeyi, daha dört basamaklı sayıları okumayı bilmiyor. 1052 yazıyorum kağıda, oku diyorum kilitleniyor. ondalıklı sayıları hesap makinesiyle toplayamıyor. anlaması, zekası, kavraması falan çok düşük. basit zeka soruları soruyorum ("elimizde dokuz tane top var, sekizinin ağırlığı aynı, birisi daha ağır. çift kefeli teraziyle en az kaç tartıda ağır topu bulursun" şeklinde), sorunun cevabını bilmeyi bırak, soruyu yorumlayamıyor, anlamıyor bile, "ağırlıklarını ölçer bulurum" diyor. "nasıl ölçersin" diyince "işte tek tek tartarım hepsini" diyor. yani cevabı bulmayı bırak, mantık bile kuramıyor. insan cevabı bilemese bile azıcık düşünüp "dörder dörder tartarım, yok olmadı üçer üçer tartarım" gibi bir cevap bekliyor, düşünsün, bulamasa bile azıcık düşünsün istiyor.

hiç muhasebe bilmese, ama söyleneni aklında tutup anlamaya çalışsa, anlasa zehir gibi yetiştiririm ama onu da yapamıyor. kavraması çok basit şeyleri bile kavrayamıyor. şu evrakları tarih sırasına diz diyorum dizemiyor. tarihleri sıraya koyamıyor. her ay aynı işi yaptırıyorum, her ay ilk defa yapıyor gibi sıfırdan anlatıyorum, yoksa yapamıyor. evrakları sıraya dizsin gruplasın diye önüne koyup anlatıyorum, kağıdı kalemi de al yaz diyorum, not tuttuğu halde ertesi ay yine yapamıyor. zor şer sıraya dizdirttiğim evrakları ertesi gün bilgisayara işleyip masasına koyuyorum dosyaya taksın diye. hepsi köşelerinden zımbalı, düzenli şekilde. (geçen ay da aynısını yaptım, sıraya dizdirtip ertesi gün de geri verdim, dosyaya tak dedim, takacağı dosyayı gösterdim, delgeçle düzgünce evrak delmeyi öğrettim). bir saat sonra bakıyorum zımbaları sökmüş, hepsini dağıtmış tekrar sıraya dizmeye çalışıyor. yani öyle teyp gibi ki "masana konan evrağı sıraya diz" diye son kaydı almış, ne koyarsan koy söküp sıraya dizecek. "geçen ay önce dizdim sonra taktım, bu ay da dizdim, demek ki takmam lazım" demiyor. üstüne basa basa gösterdiğim evrağı "lan bunu daha dün dizdim niye geri gelmiş masama" diye düşünmüyor. dosyalayacağını bilmese bile gelip sorsa "dosyaya mı takıcam bunları" diye ona da eyvallah. ki bize evrak müşteriden naylon torba içinde karman çorman saçma sapan gelir, sıraya dizilip işlenen evrak ise köşelerden zımbalı, düzgün kitap gibi olur sonuçta. yani en andaval adam bile sıraya dizilecek karman çorman evrak yığını ile işlenmiş dosyaya takılmayı bekleyen üst üste düzgünce dizili evrakların farkını ilk bakışta anlar. anaokulu çocuğu bile anlar o derece. bu anlamıyor. lise sonda bu haliyle üniversiye sınavına girip ne yapacak, çok merak ediyorum.

daha fazla uzatmadan soruma geleyim. ben buna nasıl yol gösterebilirim. "boşver sınavı falan sen bu halinle yapamazsın" diye moralini bozarak gaz versem yanlış bir davranış mı olur? o da gaza gelip "yapabiliriiimmm" diye dört elle sarılsa, kafayı kullanmayı öğrense falan. hiç sanmıyorum işe yarayacağının ama başka önerisi olan varsa sevinirim. "zekisin ama çalışmıyorsun" demek istemiyorum. zeki falan değil çünkü. kırıntısı yok.

ya şimdi düşündüm de karşıtı satılıksa bunun da "alılık" olması gerekmiyo mu? satı-lık yani satmalık mesela. alı-lık(almalık) olması gerekmez mi? alınık deyince "alınmış" anlamına gelmiş olmuyo mu?

Yakin zamanda kendime cok yakisikli bir arkadas edindim. Kendisi henuz 8 haftalik bir golden retriever. Her ne kadar 11imize cok yakin olsak da, cis yapma konusunun ustesinden 1 turlu gelemiyoruz. O inat ve israrla (ve yuzune takindigi hic boyle bir durum yok, ne istedigini anlamiyorum tavrina burunerek) kendince uygun gordugu (mesela uclu prizin yada labtop adaptorunun uzeri gibi)heryere cis yapiyor. kenara koseye serdigim gazeteler ise onun oyun ve cigneme hobisinin 1 parcasi olmaktan oteye gidemiyor. Bu durumun gidisatindan o kadar uzuluyorum uzuluyorum, akibetimizin hic ic acici olmayacagini dusunerek geceleri gizli gizli goz yasi dokuyorum.
Kopek egitim kitaplarinda bu konuya dair soylenen ne varsa zaten yaptim.
Bu derdime 1 care sozluk !

insanların sizi umursamadığını,ya da eski arkadaşlarınız sizi unuttuğunu,yalnız olduğunuzu hissettiğiniz zaman kendinize ne söyleyip moralinizi yükseltirsiniz

bana bu elbiseden lazım hani organize işlerde elemanın birisi giyiyordu. nereden bulurum? muscle suit olarak aratıyorum haliyle bulamıyorum. bilen var mıdır?

istanbul için lütfen

kesin sorulmuştur bu daha önce ama aradım bulamadım. kedimin üşütmeye bağlı olarak (sürekli sokakta) gözünün biri şıpır şıpır akıyor. şimdilik pamukla siliyorum ama bunun mümkünse para harcamadan bir tedavisi var mıdır? bu ay 3 aşı birden yaptırdım ona dolayısıyla kendisine ayırdığım para kotasını kat kat geçti.

Sevgili gönül dostları;
Amerikanya'da böyle bir terim var evropalıları aşağılamak için kullanılan. Mamafih, bir tür mallaşma yaşadığımdan mıdır bilmiyorum bir türlü Türkçe karşılığını bulamadım.
Avroçöp falan gibi gudubet şeyler geliyor aklıma yalnızca. Nedir/ne değildir? Nasıl etsem??

Şimdiden teşekkür ederim.

2 kedimden birine test yapildi sonuc pozitif cikti. daha once yasamis olanlarin onerileri - hikayeleri nedir ne degildir?

(tam soru da soramiyorum su durumda evet)

Sevgili Duyurucular,

Genel Anestezi altında tıbbi operasyon geçireceğim, hayatımda hiç bayılma, bilinç kaybı gibi bir deneyim yaşamadım. Uykuya çok zor dalar ve üst kat komşusu horlasa uyanırım öyle de bir kılım. Sorum şu ; Daha önce genel anestezi ile ameliyata girdiyseniz, nasıl gelişti olaylar? Ne hissettiniz , ne hatırlıyorsunuz? Korktunuz mu, korkmaya vakit mi kalmadı?

Ameliyat öncesi sonrasını geçtim anestezi nasıl yapılacak, uyuyacak mıyım, yoksa sadece mayışıp herşeyi anlayacak mıyım, Allahım bana neler olacak diye korkuyorum.

Deneyimi olanlar bi içimi rahatlatırsa çok minnettar olacağım...

Sürücüsüz bir minibüsün içinde 7 adet koltuk vardır. Her koltukta 7 öğrenci, her öğrencinin içinde 7 kedi bulunan 7 sepeti vardır. Her kedinin yanında 7 yavrusu, her yavrunun 2 veteriner bakıcısı vardır. Minibüste toplam kaç ayak bulunmaktadır? (koltuklar sayılmıyor)

sinir oldum soruya yardım edin :S

Selamlar,

söyle ki; biri 7 aylık kısırlaştırılmamış bir erkek sokak kedisi, diğeri hatun, kısır, 3 yasinda ve yari cins yari sokak kedisi.

Bu ikisi ayni eve tasindi,(ikisinin de aliskin olmadigi ucuncu bir mekan), simdi hatun cok tirsti, yatagin altindan cikmiyor,
erkek olan, kisir olmamasinin da verdigi bir gaz ve hareketlilikle olabilir, cok cengaver cikti evin icinde fink atiyor hatuna sesini yukseltiyor kaciriyor sonra da onun yemeklerini yiyor.

Simdi bu yastaki bir erkek kedi ksiirlastirilir mi?
kisirlastirilsa butun sorun cozulur mu?
herseyi gectim bunlar nasil dost olur, ayni evde yasamaya alisir?

tesekkurler

Mesela bir soru soruyorsunuz, onun cok benzeri hatta aynisi sorulmus daha once. Biz de sizi, bir cevap olarak "(git: )" fasilitesi ile o daha once sorulmus soruya yonlediriyoruz. Sordugunuz soruda baska cevaplar da geliyor tabi ama o gelen cevaplar zaten yonlendirdigimiz duyuruda da var. Tabi farkli cevaplar da gelebilir, ama yine de bizim yonlendirdigimiz duyuru da sizin icin bicilmis kaftan tadinda bir cevap oluyor zaten. Bazi kisiler boyle sorulmus soruya yonlendirdigimizde tiklemiyorlar o cevabi, ama diger herseyi tikliyor, halbuki o tikledigin cevaplarin hepsi benim verdigim tek cevapta var. Yani hem aramaya inanmiyorlar hem de tavir yapiyorlar gibi. Bir tik almadin diye yaygara yapiyorsun gibi gozukmesin, cok gordum boyle :) Biz zamanimizi ayirip, senin icin arayip buluyoruz o cevabi, karsiliginda da birsey beklemiyoruz. Tik aldim verdim meselesi degil yani, boyle bir izlenim olusuyor sadece, neden bu tavir?

not: lan cok dolmusum sanki.. :)

3 ye soruyorum ilkinde kendimi ifade edemedim 2ncisinde pek ilgi gelmedi inş bunda olucak :) neyse sorya geçelim.
Kafama takilan bi soru var.Neden bazen bi kişi herşeye ragmen cok sevilir.En yakin arkadaşindan bile çok.Çok yakin arkadaşim olan biri ayni ortamdaki başka birini benden daha çok seviyor.Geçmişte yaşanana tatsiz olaylara ragmen.Zor zamanlarinda yaninda oldugum kişi kötü gününde ona destek oldugum kişi nasilsa onu üzeni daha çok seviyor.Benide çok seviyor ama onun benden daha cok sevilmesi nasil desem beni üzüyor,konuştuklarinda kiskaniyorum onlari.O eleman ne zaman ilgi gosterse beni ihmal ediyor onceligi o oluyor.Bu yüzden cok kavga ettik ama bir türlü bi sonuca varamadik.2mizde yiprandik sadece.3 aydir konusmuyorduk.Bugun oturduk konustuk.Yine ayni muhabbetler...Yaz doneminde baya takilmişlar o elemanla birlikte zaman geçirmişler filan aralari çok iyi şuan ve bende zaten bunun yuzunden onunla konusmuyorken o benimle barişmak istiyor bu konuyu dile getirince kaçamak cevapalr verip benim hatali oldugumu soyluyor.Sizce ne yapmaliyim?

bir ürün aldım ama son çıkan sayfa kafamı karıştırdı. açıklama bölümünde diyorki ''üretici firmadan bekleniyor'' elinizde yok niye sepete ekle diyorsunuz kardeşim. diğer sitelerde stokta yok diyor. bende bu sitede öyle yazmıyor diye girdim bilgileri aldım ürünü. şimdi kafam karıştı. siparişi iptal etsemmi? ürünü bulabilirmi üreticiden? bulamazsa kaç gün içerisinde paramı hesaba geri yatırır? lütfen acil cevap babalar.

Gramajlari ayni olan, biri dogranmis digeri dogranmamis mantar iceren paketlerden, dogranmis mantar icereni 2 dolar daha pahaliydi. Nasil bu kadar fark oluyor ki?

1 yaşındaki british shorthair cinsi kedimiz evde yalnız kaldığı için bir kardeş alalım istedik. veterinere gittik ve onun baktığı sokak hayvanlarından birini almaya karar verdik. Yeni kedicik yaklaşık 4-5 aylık. sevimli oyuncu bi velete benziyor.

tüm gün evde olabilmek adına ikinci kediyi bu cumartesi günü sabahtan alıcaz. bu aşamada kedilerin birbirine alışması için neler önerirsiniz?

tenk fu

yazılanları okudum ve siteye yeni üye oldum gerçekten hoş bir web sitesi.

benim sorum şu olacak. ben 21 yaşında üniversitede mühendislik okuyan bir gencim. fakat bu güne kadar ne bir kızla bi muhabbetim oldu nede kız arkadaşım oldu. hatta telefon defterime hiç kız numarası bile kaydetmedim. o derece yani.
ayrıyeten bir kız hiç benimle gelip konuşmadı. bende konuşacak cesareti edinemedim açıkçası.

şimdi soruyorum. çok mu çirkinim? kızlar benden hoşlanmıyor mu? o değilde sınıfımdaki kızlarla bile muhabbetim yok. üstelik ilkokul-lise-üniversitedeki sınıf arkadaşlarım bile beni facebookta eklemiyor. neden acaba? çok mu iticiyim ? yada çok mu sertim ki kızlar bana yaklaşamıyor ? arada öyle görüyorum bakıyorum kızlar gidip konuşuyor falan

boyum: 1.75 kilom: 85 kalıplıyım göbek yok, omuzlar geniş, ela göz, kumral hafif kıvırcık saç, kaşlar bile doğuştan ayrık. bakımım iyi parfümümü sıkar çıkarım. ses kalın konuşma nazik. pantolonlarım ütülü para desen idare eder.kimseye yük olmam.
ne peki benim sorunum ?